NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُسْلِمُ
بْنُ
إِبْرَاهِيمَ
حَدَّثَنَا
الْمُبَارَكُ
بْنُ فَضَالَةَ
حَدَّثَنَا
ثَابِتٌ
الْبُنَانِيُّ
عَنْ أَنَسِ
بْنِ مَالِكٍ
أَنَّ
رَجُلًا كَانَ
عِنْدَ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَمَرَّ بِهِ
رَجُلٌ فَقَالَ
يَا رَسُولَ
اللَّهِ
إِنِّي
لَأُحِبُّ
هَذَا
فَقَالَ لَهُ
النَّبِيُّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
أَعْلَمْتَهُ
قَالَ لَا
قَالَ أَعْلِمْهُ
قَالَ
فَلَحِقَهُ
فَقَالَ إِنِّي
أُحِبُّكَ
فِي اللَّهِ
فَقَالَ
أَحَبَّكَ
الَّذِي
أَحْبَبْتَنِي
لَهُ
Hz. Enes b. Malik'den
(rivayet edildiğine göre)
Bir adam Peygamber
(s.a.v.)'in yanında iken oradan birisi geçmiş de (O adam):
Ey Allah'ın Resulü, ben
bu adamı seviyorum, demiş. Nebi (s.a.v.) de ona:
(Peki sen bu sevgini)
kendisine bildirdin mi? demiş.(Adam da):
Hayır, cevabım vermiş.
Nebi ona:
(Git) ona (sevdiğini)
bildir, demiş.
(Hz. Enes rivayetine
devamla) şöyle dedi: Bunun üzerine (bu adam) o kimseye varıp:
"Ben seni Allah
için seviyorum" dedi, (öbür adam da):
Beni kendisi için sevdiğin
Allah da seni sevsin, cevabını verdi.
İzah:
Bu hadis-i şeriflerde
bir kimsenin kendinde gördügü nayir(3an dolayı sevdiği bir kimseye bu sevgisini
bildirmesi tavsiye edilmektedir. Çünkü bu sevginin bildirilmesi hem onun
kalbinde kendisini sevdiğini bildiren bu kimseye karşı bir sevgnin doğmasına,
hem de sevgisini bildiren kimsenin kalbindeki sevginin artmasına yol açar.
Hattabî'nin
açıklamasına göre, bu hadis-i şeriften maksat, "müslümanları birbirlerini
Allah için sevmeye teşviktir. Gerçekten bir kimse karşısında bulunan bir
kimsenin herhangi bir çıkar olmaksızın ivazsız -garazsız, karşılıksız, sırf
Allah rızası için kendisini sevdiğini bilirse, onun nasihatlanm can kulağıyla
dinler, onun dediklerini rahatça kabul edip kendini düzeltebilir. Fakat
karşıdakinin kendisini sevdiğinden emin olmazsa, onun iyiniyetle yaptığı bütün
tavsiyeleri kötüye yorumlar, düşmanca söylenmiş bir söz olduğunu
zanneder."
Kısaca müslüman
toplumunda emr-i bilmaruf (iyiliğe davet) nehy-i anilmünker (kötülükten sakındırma)
müessesesinin gayesine erişmesi büyük Ölçüde bu karşılıklı sevgi ve saygının
gönüllere yerleşmesine bağlıdır.
Müslümanlar arasında
sevgiyi tavsiye eden hadislerden bazıları şu mealdedir:
1. "Bir adamla
kendi arasında bir kardeşlik kuracak olursa ona adını, babasının adını ve
kimlerden olduğunu sorsun. Çünkü bu hareket samimiyet bağını daha da
artırıcıdır."[Tirmizî, zühd]
2. "Bir adam
Rasûlullah (s.a.v.)'e gelerek: "Ey Allah'ın Resulü kıyamet ne zaman
kopacaktır?" dedi. Rasûlullah (s.a.v.) hemen namaza kalktı ve namazını
bitirince: "Kıyametin ne zaman kopacağını soran kişi nerede?"
buyurdu. Adam: "Benim ya Rasûlullah!" dedi (Hz. Nebi de:)
Kıyamet için ne
hazırladın? diye sordu, adam:
Ey Allah'ın Resulü,
kıyamet için fazla namaz veya fazla oruç hazırlayamadım, fakat ben Allah'ı ve
onun Nebiini seviyorum, dedi. Bunun üzerine Rasûîullah (s.a.v.):
Kişi sevdiğiyle beraber
(haşr olunacak)tır ve sen de sevdiklerinle beraber (haşr edilecek)sin, buyurdu.
Müslümanlıktan sonra müslüman-lanh bu söze sevindikleri kadar (başka bir şeye)
sevindiklerini görmedim."
Buhari, edailü aşna bin
nebiyy, edeb; birr; Tirmizi, Zühd; Ahmed b. Hanbel, III, 104, 110, 165,
167-168, 172-173, 178, 192,200,202,207-208,213, 226, 228, 255, 276, 283, 288.
3. Safvân b. Assai (r.a.)'den
demiştir ki: Tok sesli bir çöl arabı (Hz. Nebiin huzuruna) geldi ve:
Ey Muhammed! İnsan bir
cemaati seviyor, fakat kendisi henüz onlara (nasib olan seviyeye) ulaşamamış
bulunuyor (ise ne olacak)?" dedi bunun üzerine Rasûlullah:
Kişi sevdikleriyle
beraber (haşr edilecek)tir" buyurdu. [Ebû Davud, 5127 nolu hadis; Tirmizî,
zühd]
4. Hz. Ebu Hureyre'den
demiştir ki: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdular: "Hiç şüphe yok ki
kıyamet gününde Allah:
Nerede benim azametim
için birbirini sevenler? Benim gölgemden başka hiçbir gölge bulunmayan bu
günde ben onları (kendileri için özel
olarak hazırlamış olduğum) gölgemde gölgelendireceğim, buyuracaktır."[Müslim,
birr]
5. "... Allah
buyurdu ki: Benim azametim için birbirlerini sevenler için (kıyamet gününde)
nurdan minberler, vardır ki Nebi ve şehidler onlara imrenirler."[Tirmizi,
zühd]
6. "Üç şey vardır
ki, bunlar kimde bulunursa o kimse imanın tadını bulur:
1. Kendisine Allah ve
Rasulü başkalarından daha sevimli olmak,
2. Sevdiğinizi yalnız
Allah için sevmek.
3. Allah kendisini
küfürden kurtardıktan sonra tekrar küfre dönmekten ateşe atılmaktan tiksinir
gibi tiksinmek." Buhari,iman,
ikrah, edeb; Müslim,, iman; Ebû Davud, zekat; Nesai, iman; İbn Mace. fiten;
Ahmed b. Hanbel, II, 103, 114, 172, 174, 230, 248, 275 288.
7. "Allah (özel
olarak hazırlamış olduğu) kendi gölgesinden başka bir gölge bulunmadığı bir
günde (yani kıyamet gününde) yedi kişiyi
gölgesinde gölgelendirecektir: a. Adaletli hükümdar, b. Allah'a ibadetle
yetişen genç, c. Mescidden çıktığı zaman (tekrar) dönünceye kadar gönlü
mescide asılı (bağlı) olan kişi, d. Allah için biribirini seven ve bu sevgi
üzerine toplanıp (bu sevgi üzerine) ayrılan kişiler, e. Yalnız başına iken
(veya riyasız olarak) Allah'ı zikredip gözleri yaşla dolup taşan kişi, f.
Güzel ve soylu bir kadının kendisini çağırması üzerine- Ben Allah'dan korkarım-
diyen kişi, g. Sağ elinin verdiği sadakayı sol eli bilmeyecek kadar gizli
sadaka veren kişi." Buharî. ezan,
zekât. rikak, hudud; Müslim, zekât; Tirmizî, Zühd; Nesai kudât ; Muvatta,
şea'r; Ahmed b. Hanbel, II, 439.
8. "Siz iman
etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (tam) iman etmiş
olmazsınız. Ben size birşey göstereyim mi onu yaparsanız sevişirsiniz, aranızda
selamı yayınız."[Ebû Davud, edeb]
9. Ebû İdris
el-Havlânî'den (rivyet edilmiştir): Dedi ki: Dımeşk Camisine girmiştim. Bir de
baktım ki halk dişleri parlayan güler yüzlü bir adamın etrafında toplanmışlar,
birşey hakkın-da ihtilaf edince ona müracaat ediyorlardı ve onun sözünü kabul
ediyorlardı. Onun kim olduğunu sorduğumda;
Bu Muaz b Cebel'dir,
dediler. Ertesi gün erkenden (mescide) gittim. Onu bulduğumda benden daha erken
gelmiş, namaz kılıyordu. Namazını bitirinceye kadar onu bekledim. Sonra
huzuruna gittim, selam verdim ve dedim ki:
Vallahi ben seni Allah
için seviyorum,
Vallahi mi, dedi.
Vallahi, dedim tekrar:
Vallahi mi, dedi,
Vallahi dedim, yine:
Vallahi mi, dedi,
Vallahi dedim. Bunun
üzerine abamdan tuttu. Beni yanına çekti ve dedi ki:
Seni müjdelerim! -Ben
Rasûlullah (s.a.v.)'m şöyle buyurduğunu duydum. Yüce Allah buyurur ki: Benim
rızam için birbirini seven, benim rızanı için bir arada oturan, benim rızam
için birbirini ziyaret eden ve kendilerini benim rızama adayan kimselere benim muhabbetim
vâcibtir."[Muvatta, şear; Ahmed b. Hanbel, V, 229, 233, 237, 239, 328.]
10. Hz. Ebû Hureyre'den
(rivayet edildiğine göre) Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur;
Bir adam başka bir
köydeki kardeşini ziyaret etmiş, bunun üzerine Allah onun için yoluna bir
gözcü melek oturtmuş. Adam meleğin yanına gelince (O'na):
Nereye gitmek
istiyorsun? diye sormuş. Adam:
Şu köydeki kardeşime
gitmek istiyorum, cevabını vermiş.
Onun yanında ıslahına
çalıştığın bir ni'metin var mı? diye sormuş. Adam:
Hayır şu kadar var ki
ben onu Allah (Azze ve celle) için sevdim, cevabını vermiş; Melek:
O halde ben senin o
kardeşini Allah için sevdiğin gibi Allah'ın da seni sevdiğini bildirmek üzere
Allah'ın sana gönderdiği elçiyim, demiş.[Müslim, birr]